Tuğçe Üstek



Tuğçe Üstek

Takım Kaptanı / 3 Yaş Zümre Başkanı

Hakkımda

Merhaba ismim Tuğçe Üstek. İstanbul'da doğdum. Ruhumu besleyen, minik kalplerden oluşan anaokulu öğretmenliğini okudum. Medipol üniversitesi çocuk gelişimi mezunuyum. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi ve araştırma yapmayı seviyorum. 3 kardeşiz ve evin en küçüğüyüm. Çocukken karşılaştığımız, büyüklerimizin sorduğu bir soru vardır. Büyüyünce ne olacaksın? Aslında bu soruya hiç düşünmeden öğretmen ve şarkıcı olmak istediğimi söylerdim.

Sesim hiç güzel değil ama bağıra bağıra şarkı söylemeyi çok seviyorum. Tercihim ve gönlüm hep öğretmen olmaktan yanaydı. Oynadığım oyunlarla öğretmenlik mesleğini içselleştirirdim. Bütün oyuncaklarımı karşıma dizip kendi çocukluğumda karşılaştığım öğretmenim gibi davranırdım oyuncaklarıma. İlk karşılaştığım öğretmenimin ismini ve hepimizi sevgiyle kucakladığını hiç unutmam. Şimdi çocukluğumda olmak istediğim meslekteyim. Kurduğum hayaller beni hiç görünmeyen bir bağ ile çocuklara bağladı ve çocuklarla karşılaştırdı. Ve onları sevgiyle büyütme fırsatı yakaladım.

Eğitime Yaklaşımım

Benim için eğitim öncelikle matematiği, geometriyi, coğrafyayı vb. dersleri öğrenmekle ve öğretmekle sınırlandırılmamalıdır. Merhamet, vicdan, saygı ve sevginin eğitimi daha çok önemlidir. Çünkü biz öğretmenler çocukları henüz tohumken alıyoruz. Onlara geometriyi ve matematiği öğretmeden önce sevgiyi, saygıyı ve merhametli olmayı öğretiyoruz. Hayvanlara, doğaya zarar vermemeyi merhametli ve vicdanlı olmayı anlatıyor ve hatta rol model olarak çocukları bu yönde güçlendiriyoruz.

Peki aile, aile kavramı ve aile olabilmek nedir? Evet aile anne, baba ve çocuktan oluşan bir topluluktur. Bu topluluğun sevgiyle bağlanmasıdır aile. Çünkü anne baba çocuğun ilk öğretmenidir. Çocuk gözlerini ilk açtığında karşısında annesini görür ve annesine güvenle bağlanır.

Çocuk hayatının ilk zamanlarında anne ve babasını rol model alır. Çocuklarımıza gerçek bir aile olduğumuzu sevgimizle göstermeliyiz ki.. İleri de yeşerip büyüdüklerinde içinde ki o kocaman sevgiyle kalabilsinler. Benim için çocuk her zaman kahkaha, bir umutsuzluğa kapıldığında o umutsuzluğun bir anda yok olması, gözlerimde ki ışığın sebebi, hevesle yaptığım güzelliklerin başlangıcı. Onlar benim en yakın arkadaşım, gülüşlerimin ilaç gibi geldiği güzellikler.

Öğretmenlik ise çocuk gibi bitmeyen güzel bir yolculuk. Sanki yıllardır çocuklarla bir araya gelmeyi beklemiş ve birleşmiş gibi. Öğretmenlik benim için bir hayale inanmak ve onlarla var olmak. Bu güzel yolcuklukta uçuyoruz, merak ediyoruz, kanatlanıyoruz. Eğitimle taçlanıyoruz, bu güzel birlikteliğimizi sürdürüyoruz. Güzel çocuklarımla öğreniyoruz, boyuyoruz, karalıyoruz, çiziyoruz, dağıtıyoruz, topluyoruz ve en önemlisi seviyoruz. Kalpten göze gelen sevgimizle var oluyoruz.

Dünya Çocuk Akademisi

Dünya Çocuk Akademisi birbirinden güzel çocukların ve öğretmenlerin olduğu bir kurum. Çocuklarla güzel birlikteliğin sağlandığı, çocukların eğlendiği, eğlenirken öğrendiği, kendilerini keşfettikleri özgürlük alanı. Dünya Çocuk Akademisi'nde her sınıfın kapısı ayrı dünyalara açılır, ve çocuklar bu sınıflarda kendilerini bambaşka dünyalarda hissederler. Bu sınıflar, çocuklara bütün etkinlikleri mümkün kılar ve onları özgürleştirir. Dünya Çocuk Akademisi çocukların zihnini açar ve çocukları spora teşvik ederek yeteneklerini bulmasını sağlar. Çok güzel ve çok sıcak öğretmenlerin ve çocukların birbirine kenetlendiği, sıkıca sarıldığı bir çatı. Tıpkı aile gibi..

"Dünya Çocuk Akademisi"nde en büyük hayalim, çocuklarla geçen güzel bir yolculuk. Hedefim ise, bu güzel yolculukta hep var olmak, üretken olmak, öğrenmek ve öğretmek.